Hakkımda

Doğa Bilimleri ile uğraşan ve ilgi duyan herkesin bilimsel ve sosyal paylaşım sitesidir

16.11.2009

10. PALEONTOLOJİ-STRATİGRAFİ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ


Paleontoloji Çalışma Grubu (PÇG) ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın birlikte düzenledikleri 10. Paleontoloji-Stratigrafi Çalıştayı Kemaliye (Erzincan) de yapıldı. Doğal güzelliği ile tarihin her dönemiyle solunduğu, aydın insan kumaşıyla dokunmuş ve tarihi ipek yolu üzerinde geçmişinde ayırım gözetmeden Anadolu’nun tüm insanlarıyla birlikte yaşamış, yarenlik etmiş, nüfusuyla önemli bir merkez olmuş Kemaliye’de, Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan sunumlar, çalıştay delegeleri, üyeler, meslektaşlar ve de Kemaliyelilerin oluşturduğu 70 kadar katılımcı tarafından ilgiyle izlenmiştir.


Çalıştay süresince Jeoloji ve Biyoloji bilim dallarından akademisyen ve uzmanların sunumlarıyla, Doğa Tarihi, Evrim ve Eğitim konularında bilimsel bilgi birikimleri paylaşılmış ve yapılan gezilerle sosyal dayanışma perçinlenmiştir.


Rönesansla birlikte bilim insanlarının yaşamları pahasına verdikleri mücadelelerde özellikle Rönesans sonrası tüm insanlığın gelişimine ışık tutan Biyoloji ve Jeoloji temel bilim dallarının katkıları öncü rol oynamış ve oynamaya da devam etmektedir.

Günümüzde Batı’nın en gelişmiş ve ileri ülkelerinde mistik – metafizik inanç ve arayışlar, tarikatlar, Ortaçağın yeni biçimler giydirilmiş en geri akımları adeta bir diriliş sürecine girmişlerdir. Hatta ülkemizi de kavrayacak biçimde gelişme yolundaki ülkelerde köktenci ve ılımlı mistisizmin her türlüsü, televizyondan, sinemaya, yazılı ve görsel medyadan edebiyata araçlarla yansıtılarak daha da büyük ivme ile yol almaktadır. Dünyamızda Biyoloji ve Jeolojinin gramerinde çoğu bilim insanınca olmazsa olmaz olarak kabul edilen ve yerküredeki değişimler ve dönüşümlerin temelini oluşturan “ Evrim Kuramı ”, oluşturulan tasarımcı yaklaşımlarca hiçte hak etmediği biçimde tartışma kültüründen uzak mecralara çekilerek ipotek altına alınmak istenmektedir. Darwin’in 200.doğum yıldönümünün kutlandığı bu yıl “Evrimin bir teorem mi, yoksa olgusal bir gerçeklik mi olduğu” şeklindeki tartışma konusunun; bilimin gösterdiği yolda, günümüzde Biyoloji biliminin gelişerek geldiği yerde, somut gerekçeleri ile
"bir olgusal gerçek olduğu" yani, "canlılar dünyasında ve yerkürede tartışmasız bir gerçeklik olduğu" daha bir açık hale gelmiştir. Sözünü ettiğimiz gerçekliğin her geçen gün artan bir ivme ile ispatlandığı noktada, doğadan bize aktarılan ve geçmişte yaşamış olan canlıların kalıntılarının gün yüzüne çıkartılması, ve bunlar üzerinde yapılan araştırma ve incelemelerle gelinen aşamada, Paleontoloji Çalışma Grubu’nun da doğrudan içinde yer aldığı Jeoloji biliminin Paleontoloji alt bilim dalı, Biyoloji bilimindeki katedilen aşamanın yanında daha güç koşullarda, bir başka deyişle, doğanın bize aktardıklarıyla yetinmek üzere deyim yerinde ise “iğneyle kuyu kazmak“gibi bir durumda ilerlemektedir. Ancak rahatlıkla söylenebilir ki, 3.5 milyar yıldan günümüze kadar devam eden somut değişim ve dönüşüm örnekleri, uzun zincirler halinde bir hücrelilerden çok hücrelilere, mikro organizmalardan makro organizmalara, omurgasızlardan omurgalı canlılara (örneğin balıklardan çiftyaşamlılara, ilkel sürüngenlerden, dinozorlar ve memelilere kadar değişen ve birbirleriyle evrimsel ilişkilere sahip gruplar gibi) çeşitli topluluklarda ortaya çıkartılmış ve her geçen gün de bu örnekler artan bir biçimde zenginleştirilmektedir. Dünya ülkelerindeki tüm paleontologlar, paleobiyologlar ve biyologlar her türlü güçlüklere rağmen var güçleriyle bu alanlarda çalışmaktadırlar.

Şüphesiz ki, başta ülkemizin geleceği olan gençlerimizin her türlü doğmadan uzak, sorgulayıcı, akılcı ve yerküredeki değişim ve dönüşümleri doğru algılayıcı yetiştirilmesi için, öncelikli olarak bilimsel düşünce temelinde eğitim almaları, ve bu eğitimleri için de biyoloji ve yerbilimleri konularına öncelik verilmesi tartışılamaz.

Batı’nın en gelişmiş ve ileri ülkelerinde; 21. yüzyılda Postmodernist akımlar olarak ortaya çıkan ve dünyamızdaki belirsizlikleri körükleyerek insanları bir kaos içine sürüklemeyi ve belli kutuplarda toplamayı amaçlayan, ve sonucunda da tüm bu insanların yaşam pratikleriyle oluşturdukları kendilerine ait düşünce iklimlerini bozarak toplumsal barışın ortadan kaldırılmasına yönelik akıcılığın karşısına akıl-dışılığı koyan anlayış egemen kılınmak istenmektedir. Şüphesiz ki, akıl ve bilim bütünlüğü içinde teori ile pratik bilimsel anlayışın yöntemini oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda yeni bir anlayış olarak dayatılmaya çalışılan “Küresel dünya düzeni” içinde pratik tamamen teorinin önüne geçirilerek, bilimin önüne teknoloji getirilmeye çalışılmaktadır. Bu anlayış ile yeraltı kaynaklarının bilim dışı çıkartılarak işletilmesi, su kaynaklarının kirletilmesi ve canlı – doğa sistemi içinde üretkenliğin yok edilmesi vb. gibi faaliyetler sonucunda küresel ısınma olgusuyla karşılaşılarak biyosfer belki de yakın gelecekte yaşanamaz hale gelecektir. Günümüzdeki yeni dünya düzeninde hakim kılınmak istenen “geçmiştekinden ders alıp, gününü ve geleceğini kur” yerine “gününü yaşa, gerisini boş ver” anlayışıdır.

Yukarıda ifade edilen saptamalar dikkate alınarak; bilim insanları olarak, akıl ve bilimden asla ödün vermeden, üretimlerimizde teori ve pratiğin birliğini asla yadsımadan ve de bilimin öncülüğünde teknoloji anlayışını bir ilke edinerek, daima üreterek yerküreye sahip çıkmak zorundayız. Tüm insanlık olarak mutlu ve refah içinde olmamız bu düşünceleri benliğimize yerleştirdiğimiz zaman gerçekleşecektir.

Paleontoloji Çalışma Grubu katılımcıları, çeşitli ülkelerde yılmadan çalışan ve üreten meslektaşlarımız gibi yeri geldiğinde özeleştirilerini de yaparak, bilimin yol göstericiliğinde üstüne düşen görevleri yerine getirmeye çalışmaktır. Bu çalıştayda da bir arada ürettiklerimizi sizlerle paylaşmamız, görevlerimiz arasında yer alan somut örnekler olarak değerlendirilmelidir. 10. Paleontoloji-Stratigrafi Çalıştayı sonrası bu görüşlerimizi ülkemizin tüm insanlarına sunuyoruz.

Saygılarımızla.06.10.2009


10. Paleontoloji-Stratigrafi Çalıştayı Düzenleme Kurulu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder